Sürekli şişmanlayan bir toplum olduk. Obezite Türk kadınları arasında yüzde 41 oranlarında, erkeklerde ise bu oran yüzde 21′lerde…
Sindirim sistemi ve karaciğer hastalıkları uzmanı hekimlerin mezuniyet sonrası en önemli toplantılardan biri olan Çapa Gatroenterohepatoloji günlerinin dokuzuncusu İstanbul’da gerçekleştirildi.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenterohepatoloji Bilim Dalı tarafından düzenlenen toplantıda, sindirim sistemi ve karaciğer ile ilgili hastalıkların tanı ve tedavisi ile ilgili bilgiler güncellenerek, son bir yıl içinde ortaya çıkan en yeni tanı ve tedaviler tartışıldı.
2 gündür devam eden oturumlarla ilgili düzenlenen basın toplantısında konuşan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenterohepatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sabahattin Kaymakoğlu, Türk toplumun en büyük sorunlarından birisinin obezite olduğunu belirterek, “Maalesef sürekli şişmanlayan bir toplumuz. Obezite Türk kadınları arasında yüzde 41 oranlarında. Maalesef kadınlarımız şişman, erkeklerde ise bu oran yüzde 21′lerde. Bu konuda önlemler alınmalı. Artan fastfood mutfağı da bunun en önemli gerekçelerinden birisi. Dolayısıyla sağlıklı beslenme ile bu sorunlar azaltılabilir” dedi.
HEPATİT B ORANLARINDA DÜŞÜŞ VAR
Kaymakoğlu, Türkiye’de Hepatit B virüsünün taşıyıcılığının azaldığına dikkat çekerek, buna karşılık yağlı karaciğer hastalığının arttığını söyledi. 1980 ve 1990 yıllarında yapılan araştırmalarda Hepatit B virüsü taşıyıcılığının yüzde 6′lar civarında bulunduğunu belirten Kaymakoğlu, “Ancak son yapılan kapsamlı araştırmada bu rakamın 3,9 oranlarına gerilediğini gördük. Ancak bunun nedeni aşılar değil. Son yapılan araştırmada, Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği, Sağlık Bakanlığı ve Türkiye İstatistik Kurumu işbirliğinde Türkiye genelindeki 5 bin 465 erişkin taramadan geçirildi. Yani son yapılan araştırmanın sonuçları daha gerçekçi” dedi.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenterohepatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zeynel Mungan da, toplumda giderek artan mide rahatsızlıklarının birçoğunun dengesiz beslenme ve stres sonucu oluştuğuna dikkat çekerek, ağrı kesici ilaçların gereksiz kullanılmasının da birçok mide rahatsızlığına neden olduğunu söyledi. Mungan, “Ağrı kesici ilaçlar gereksiz yere kullanılmamalıdır. Bitkisel ilaçların birçoğunda içindeki etken maddesinin hangi miktarda olduğunu bilmiyoruz. Bu nedenle kullanılmasını sıklıkla önermiyoruz. Ancak belli bir madde belli oranlarda sanayide ortaya çıkmışsa kullanılabilir” dedi.
ÜLSER HASTASI AZALIYOR, REFLÜ HASTASI ARTIYOR
Toplantıda konuşan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenterohepatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Filiz Akyüz ise son yapılan araştırmalara göre, Türkiye’de ülser hastalığının azaldığının, buna karşılık reflü rahatsızlığının ise arttığını söyledi. Akyüz, “Türkiye genelinde son 20 yılda ülser hastalığının azaldığını görüyoruz. Bunun nedeni helikobakterinin azalması. Reflü hastalığı ise giderek artıyor. Bunda fastfood mutfağının giderek yaygınlaşmasının büyük önemi var” diye konuştu.
İHA
16 Aralık 2012 Pazar
9 Aralık 2012 Pazar
dekopaj resimleri ekleyelim birazda.öyle ya hobi severler yeniyıl hediyesi olarak kendi elemeklerini vermek isteyeceklerdir,aslında bence de en güzel hediye budur.
ahçı temalı dekupaj resmi günün manasına en uygunu herhalde.bide yılbaşına özel hindi pişirirse tamamdır.
decoupage papers
Etiketler:
decoupage,
decoupage pictures,
dekupaj,
dekupaj kağıtları,
dekupaj resimleri,
painting,
resim
etamin kapı süsleri
Yeni yıl geliyor ya her taraf yeniyıl ve yılbaşı temaları ile doldu.e bizde sayfalarımızda buna göre post hazırlıyoruz.yılbaio temalı kaneviçe,etemin örnekleri,
etamin kapı süsleri,christmas cross stitch
yılbaşı için kapı süslerinizi etamn işleme olrakta yapabilirsiniz.hele goblen işlemesini, sevenler bu örnekleri çok seveceklerdir,
4 Aralık 2012 Salı
peçeten çiçek yapılışı
yılbaşı ve davetlerinizi peçete den yapılan çiçeklerler sülemeye ne dersiniz,derkoratif ve şık kağıt çiçekler
Etiketler:
christmas,
crafts,
hallowen,
kağıt çiçek,
Nasıl yapılır,
peçete,
peçete çiçek,
peçeten çiçek yapmı,
works,
yılbaşı,
yılbaşı süsleri
2 Aralık 2012 Pazar
keçe noel baba
yılbaşı kapı süslemesi için,keçeden yapılan noel baba ve kardan adam,keçe çalışmalarınız için güzel örnekler.
Etiketler:
art felt,
feltros,
keçe,
keçe çalışmaları,
keçe kardanadam,
keçe kesimi,
noel baba
1 Aralık 2012 Cumartesi
tencere tutacağı
dikiş sevenler bu kalpli tutacak örneklerini dikeceklerdir zannediyorum,yapım aşamasıyla eklediğim kalpli mutfak tutaç örneği,çok şirin,bunlardan bende diktim diktiklerimi d yayınlarım bir gün size.
Etiketler:
dikiş,
kalıpları,
mutfak eldiveni,
mutfak takımı,
nasıl dikilir,
Nasıl yapılır,
sewing,
tencere tutacağı,
tutaç,
tutaç modelleri
nakış örnekleri ve teknikleri
elnakışı örnekleri,sarma,çiniğnesi ve iğne ardı örnekleri,el nakışı yapanlara işleme teknikleri,ben bunları kaydetmiştim ama kaydettğim sayfanın adını yazmayı unuttum,bilen varsa yazarım.
nakışa yeni başlayanlar için şablonlu ve resimli nakış nasıl yapılır resimleri
Etiketler:
çin iğnesi,
el nakışı,
nakış,
nakış teknikleri,
nakış yapma,
rokoko,
sap işi,
sarma
kağıttan kuş
yılbaşı yaklaştı ya aklım hep süslerde,dün gine elim durmadı .mağazalar yavaş yavaş yılbaşı için vitrinlerini değiştirmeye başlamışlar ve ben bir sürü alışveriş yaptım.akşamda nette gezinirken bu kağıt kuşu gördüm bayıldım bayıldım ne kada rgüzel bir fikir bu...yılbaşı çamısı süslemekten tutunda pek çok yerde bu fikri kullanabilirsiniz.
Etiketler:
alışveriş,
christmas,
çam süsleme,
decoration ideas,
felt art,
ideas,
kağıt,
kağıt kuş,
pratik fikirler,
yılbaşı,
yılbaşı süsleri
29 Kasım 2012 Perşembe
etamin harfler
kenevçe etamin harfler.ben bu harfleri çok seviyorrum,çok işlevseller,her yere etamin nakışı olarak işleme yapabilirsiniz,
kişiye özel etamin harfler,çarpı işi olarak işleyebilirsiniz,pano,kırlent,koku torbası yada nikah şekeri olarak ikram edebilirsiniz,işte bu harflari bu yüzden seviyorum
Etiketler:
çarpı işi,
el işi,
Etamin,
etamin desenleri,
etamin örnekleri,
etamin şablonları,
kaneviçe desenleri,
kişiye özel,
nakış
27 Kasım 2012 Salı
etamin kaneviçe örnekleri
yılbaşına özel kaneviçe-etamin örnekleri,yılbaşı çoraplarına,masa örtü ve peçetelerine,ayrıca pano olarak işleme yapabileceğiniz modeller
masa örtüsü ve farklı yerlerde kullanabileceğiniz örnekler
bebek odası için,bebek örgüsü için etamin,kanava,çarpı işleri
Etiketler:
çarpı işi,
Etamin,
etamin örnekleri,
etamin şablonları,
kanava,
kaneviçe desenleri,
kaneviçe örnekleri
24 Kasım 2012 Cumartesi
Kolay kilo vermek
Kilo vermek isteyip te zorlananlar için harika yöntemler..
Telaşlanmayın, çünkü ideal kilonuza kavuşmanız için ağır ve sıkıcı diyetlere ihtiyacınız olmayacak. Fit bir vücut için yapmanız gereken tek şey; ‘yeterli’ ve ‘dengeli” beslenmek! Üstelik aç kalmadan, sıkıcı listelere bağlı yaşamadan! Beslenme ve Diyet Uzmanı İpek Cirit, fazla kilolarınızdan kurtulmak için neler yapmanız ve nelerden kaçınmanız gerektiğini anlatıyor.
Besinleri yavaş çiğneyin
Zamanınız olmasa bile tabaktaki yemekleri hızlı yemekten vazgeçin. Ana öğünleriniz en az 15 – 20 dakika sürmeli. Çünkü beynin ‘tokum’ sinyalini vermesi için yaklaşık bu kadar süreye ihtiyacı var. Eğer besinleri hızla çiğnerseniz kontrolünüzü yitirerek bu süre içinde daha fazla yemek tüketme riskiyle karşı karşıya kalırsınız.
Her öğünden önce su için
Her gün 1.5 – 2 litre su içmeyi alışkanlık haline getirin. Gün içinde düzenli olarak tüketeceğiniz su metabolizmanızı hızlandırmak gibi önemli bir işlev üstleniyor. Ancak bu özelliğinden faydalanmak için suyu gün içine yayarak içmeniz şart. Eğer akşam su içmediğinizi fark edip bolca tüketmeye kalkarsanız, sık sık tuvalete gitmek dışında hiçbir değişiklik sağlayamazsınız. Bu nedenle her öğün öncesinde bir bardak su içmelisiniz. Böylece hem açlık hissinizi azaltarak gereksiz atıştırmalardan korunmuş, hem de günde en az 6 bardak su içmeyi garantilemiş olursunuz. Yemek yerken su tüketiminden ise kaçının, aksi halde mide hacmini artırmış olursunuz ki bu da daha fazla besin tüketmeniz anlamına geliyor. Yemekten sonra su içmek için en az 1 – 1.5 saat geçmiş olmalı. Çünkü mide boş iken su, doğrudan bağırsaklara karışıyor ama besinle karıştığında mideyi genişletmekten başka bir işlev üstlenmiyor.
Sebzeye ağırlık verin
Ana öğünlerinizden birinin mutlaka sebze ağırlıklı olmasına dikkat edin. Böylelikle hem bağırsakların daha hızlı çalışmasını sağlar, hem de daha az kalorili bir menüye sahip olursunuz. Örneğin ana öğününüzde et ve makarna yerseniz sebzeden çok daha fazla enerji alabilirsiniz. Ancak sebzeler bir porsiyon ete göre neredeyse dörtte biri kadar enerjiye sahip olsalar da, hemen hemen aynı derecede tokluk sağlarlar. Örneğin etin sindirimi 3 – 4 saat sürüyorsa, sebzenin sindirimi 2 saat kadar sürer. Fakat sebzeyi bir dilim ekmekle desteklerseniz, etli menü kadar uzun süre tok kalabilirsiniz. Bu nedenle gün içinde minimum 2 -3 porsiyon sebze, yine aynı oranda meyve almayı alışkanlık haline getirin.
Porsiyonlarınızı küçültün
Meyvede bir porsiyon derken, aklınıza dolu bir tabak gelmesin. Beslenme ve Diyet Uzmanı İpek Cirit bir porsiyonun 50 kalori olduğunu, bunu da yarım muz, büyük bir mandalina, küçük bir elma veya ayvanın dörtte biri ile alabileceğimizi belirtiyorlar. Sebzelerde de, 4 yemek kaşığı bir porsiyona karşılık geliyor.
Tatlılara ‘ambargo’ koyun!
Gün içinde yeteri kadar karbonhidrat tüketmediğimizde enerji ihtiyacımızı karşılayamıyoruz. Bunun sonucunda da beynimiz bize ‘tatlı’ yememizi emrediyor. Biz de ‘krizim tuttu’ diyerek tatlılara saldırmaya başlıyoruz. Oysa tatlı ihtiyacımızı önlemenin tek yolu düzenli beslenmek ve enerjiyi dengeli bir şekilde almaktan geçiyor! Beslenme ve Diyet Uzmanı İpek Cirit, şeker gibi basit karbonhidrat grubunda yer alan besinleri haftada 1, en fazla 2 kere tüketmenizi öneriyor. Çünkü tatlı yediğinizde 300 -350 gibi yüksek bir kalori alırsınız ama kan şekeriniz hızla yükselip tekrar düştüğü için yarım saat sonra tekrar acıkırsınız. Bunun aksine bol peynirli kepekli sandviç yerseniz neredeyse 3 saat boyunca tok kalabilirsiniz. Gün içinde 2 – 3 porsiyon meyve yediğinizde de tatlı krizinin önüne geçebilirsiniz. Eğer canınız tatlı çok çektiyse, baklava ve şekerpare gibi kalorisi bol tatlılar yerine, daha az kalori içeren sütlü tatlıları tercih edin.
Çeşitli beslenin!
Besinleri sadece kalori veren maddeler olarak düşünmeyin. Vücudumuzun iyi enerji harcaması, günlük işlerini yerine getirebilmesi ve aynı zamanda sağlıklı olarak hayatına devam edebilmesi için ihtiyacı olan besin öğelerini bize gıdalar verir. Tüm besin öğelerini içinde bulunduran tek bir besin olmadığı gibi aynı besin grubunda yer alan besinlerin de içeriği farklılık gösterir. Kilo vermeye de çalışsak, kilomuzu korumaya da çalışsak çeşitli beslenmeyi ihmal etmemeliyiz.
Yağları ‘yasak’ listesine almayın!
Kilo vermek uğruna yağdan vazgeçmeyin. Çünkü yağlar sindirimi en uzun süren grup oldukları için yemeklere ilave etmezseniz tokluk süreniz kısalır, siz de kendinizi yine sofra başında bulabilirsiniz. Fakat çok hareketli bir yaşantınız yoksa, et, peynir ve yoğurt tüketirken zaten vücudunuzun ihtiyacı kadar aldığınız için doymuş, yani katı yağlardan kaçının. Gün içinde yemeklere katacağınız sıvı yağ miktarı 4 – 5 tatlı kaşığını geçmemeli. Bunun için de 4 – 5 su bardağı ile yapacağınız çorbaya yarım yemek kaşığı, bir kiloluk sebze yemeğine de yarım çay bardağı, salatalara da 1 tatlı kaşığı kadar sıvı yağ eklemeniz yeterli gelecektir.
Karbonhidrattan vazgeçmeyin
Kilo vermeye karar verdiğimizde çoğumuzun yaptığı ilk şey, ‘karbonhidratlı besinleri sofradan kaldırmak oluyor. Oysa hem yeterli beslenmek hem de midemizin tok kalması için günlük enerji ihtiyacımızın yüzde 50 – 60’ını karbonhidrat kaynaklı besinlerden sağlamamız şart. Bu da günde 300 – 350 gr karbonhidrat anlamına geliyor. Diyelim ki et ve yanında da bolca salata yediniz. Karbonhidrat içeren besin tüketmezseniz vücudunuz ihtiyaç duyduğu ‘enerjiyi’ alamadığı için 1 – 1.5 saat sonra acıkmaya başlarsınız. Bunun aksine yanında karbonhidrat içeren bir besin tüketirseniz en az 2 – 2.5 saat tok kalır, bu sayede bir sonraki öğüne kadar gereksiz şeyler atıştırmazsınız. Dolayısıyla her öğünde karbonhidrat içeren besinlere mutlaka yer verin. Ancak seçiminiz kan şekerini hızla yükseltmedikleri için lif içerenlerden yana olmalı. Örneğin pilav ya da patates yerine, sindirimleri nispeten daha uzun süren, böylece kan şekerini hızla yükseltmeyen kepek ekmeğini, tam buğday makarnasını, kuru baklagilleri veya bulgur pilavını tercih etmenizde fayda var. Tabii her öğünde karbonhidrat içeren besinleri 3 – 4 yemek kaşığını geçmeyecek miktarda yemeniz gerektiğini de unutmayın!
Öğün atlamayın
Zayıflamanın öğün atlamaktan geçtiği yolundaki hatalı bilgilerle hareket etmeyin. Çünkü aç kaldığınızda vücudunuz bunu bir tehdit olarak algılıyor ve ihtiyaç duyulan enerjiyi yağ dokusundan almaya başlıyor. Fakat vücut uzun süre açlıktan sonra yağ deposundan sağlanan bu enerjiyi, öğün tüketilmesi ile beraber besinlerle gelen enerjiyi tekrar yağ dokusuna geri gönderiyor, hem de fazlasıyla. Bu da kilo verememenize, hatta kilo almanıza yol açıyor!
Dolayısıyla kahvaltıyı uyandıktan sonra en geç 1 saat içinde yapmalı ve sonraki öğünleri 2 – 4 saat sonra olacak şekilde planlamalısınız. Bunun için her gün 3’ü ana öğün olmak üzere günde en az 5 – 6 kez beslenin. İsterseniz, ara öğün sayısını 4’e bile çıkarabilirsiniz. Bu sayıyı kahvaltı saatinize göre belirleyebilirsiniz. Örneğin kahvaltınızı saat 7.00’de yapıyorsanız, ana öğünden önce mutlaka bir ara öğününüz olmalı. Ancak sofraya saat 10.00 gibi oturuyorsanız, bu durumda 2 – 3 saat sonra öğle yemeğine geçebilirsiniz.
Sofraya geç saatlerde oturmayın
Yoğun iş temposu nedeniyle bunu başarmak pek kolay olmasa da akşam yemeğini çok geç saatlere bırakmamaya çalışın. Akşam saat 19.00 gibi sofraya oturabiliyorsanız, çok şanslısınız. Ancak bu mümkün değilse ve diyelim ki saat 24.00’te yatağa gireceksiniz, hiç olmazsa yatmadan en az 4 saat önce akşam öğününü tamamlayın ki hareketsiz kaldığınız için kaloriler vücudunuzda depolanmasın. Akşam yemeğinde ağır yemekler yerine kalorisi az ve sindirimi kolay hafif yemekleri tercih edin! Eğer geç kalmışsanız, akşam yemeğini atlamayı bir çözüm olarak da görmeyin. Çünkü öğünü tamamen atlarsanız yetersiz beslenmiş olur ve vücudunuz uzun süre aç kalacağı için bazal metabolizmanızın hızının düşmesine yol açabilirsiniz.
Kızartmayın, haşlayın…
Fazla kilolarınızdan kurtulmak için besinlerinizi pişirme şekline de dikkat etmelisiniz. Kızartmaları ayda bir veya iki kez ile sınırlamalı, bunun yerine haşlama veya fırında pişirme şekillerini tercih etmelisiniz. Eğer patates kızartmasını çok veriyorsanız, baharatlandırarak fırında elma patates şeklinde hazırlayabilirsiniz.
Proteini abartmayın
Protein tüketiminde aşırıya kaçmayın. Çünkü bol protein almak aynı zamanda ‘yağlı’ beslenmek anlamına geliyor. Çok yağlı beslenmek de metabolizmanın hızlı çalışmasına engel oluyor. Bu nedenle günlük besin ihtiyacınızın sadece yüzde 18’inin proteinden oluşmasına özen gösterin. Fazla protein alımının böbrekleri yorduğunu da unutmayın.
Telaşlanmayın, çünkü ideal kilonuza kavuşmanız için ağır ve sıkıcı diyetlere ihtiyacınız olmayacak. Fit bir vücut için yapmanız gereken tek şey; ‘yeterli’ ve ‘dengeli” beslenmek! Üstelik aç kalmadan, sıkıcı listelere bağlı yaşamadan! Beslenme ve Diyet Uzmanı İpek Cirit, fazla kilolarınızdan kurtulmak için neler yapmanız ve nelerden kaçınmanız gerektiğini anlatıyor.
Besinleri yavaş çiğneyin
Zamanınız olmasa bile tabaktaki yemekleri hızlı yemekten vazgeçin. Ana öğünleriniz en az 15 – 20 dakika sürmeli. Çünkü beynin ‘tokum’ sinyalini vermesi için yaklaşık bu kadar süreye ihtiyacı var. Eğer besinleri hızla çiğnerseniz kontrolünüzü yitirerek bu süre içinde daha fazla yemek tüketme riskiyle karşı karşıya kalırsınız.
Her öğünden önce su için
Her gün 1.5 – 2 litre su içmeyi alışkanlık haline getirin. Gün içinde düzenli olarak tüketeceğiniz su metabolizmanızı hızlandırmak gibi önemli bir işlev üstleniyor. Ancak bu özelliğinden faydalanmak için suyu gün içine yayarak içmeniz şart. Eğer akşam su içmediğinizi fark edip bolca tüketmeye kalkarsanız, sık sık tuvalete gitmek dışında hiçbir değişiklik sağlayamazsınız. Bu nedenle her öğün öncesinde bir bardak su içmelisiniz. Böylece hem açlık hissinizi azaltarak gereksiz atıştırmalardan korunmuş, hem de günde en az 6 bardak su içmeyi garantilemiş olursunuz. Yemek yerken su tüketiminden ise kaçının, aksi halde mide hacmini artırmış olursunuz ki bu da daha fazla besin tüketmeniz anlamına geliyor. Yemekten sonra su içmek için en az 1 – 1.5 saat geçmiş olmalı. Çünkü mide boş iken su, doğrudan bağırsaklara karışıyor ama besinle karıştığında mideyi genişletmekten başka bir işlev üstlenmiyor.
Sebzeye ağırlık verin
Ana öğünlerinizden birinin mutlaka sebze ağırlıklı olmasına dikkat edin. Böylelikle hem bağırsakların daha hızlı çalışmasını sağlar, hem de daha az kalorili bir menüye sahip olursunuz. Örneğin ana öğününüzde et ve makarna yerseniz sebzeden çok daha fazla enerji alabilirsiniz. Ancak sebzeler bir porsiyon ete göre neredeyse dörtte biri kadar enerjiye sahip olsalar da, hemen hemen aynı derecede tokluk sağlarlar. Örneğin etin sindirimi 3 – 4 saat sürüyorsa, sebzenin sindirimi 2 saat kadar sürer. Fakat sebzeyi bir dilim ekmekle desteklerseniz, etli menü kadar uzun süre tok kalabilirsiniz. Bu nedenle gün içinde minimum 2 -3 porsiyon sebze, yine aynı oranda meyve almayı alışkanlık haline getirin.
Porsiyonlarınızı küçültün
Meyvede bir porsiyon derken, aklınıza dolu bir tabak gelmesin. Beslenme ve Diyet Uzmanı İpek Cirit bir porsiyonun 50 kalori olduğunu, bunu da yarım muz, büyük bir mandalina, küçük bir elma veya ayvanın dörtte biri ile alabileceğimizi belirtiyorlar. Sebzelerde de, 4 yemek kaşığı bir porsiyona karşılık geliyor.
Tatlılara ‘ambargo’ koyun!
Gün içinde yeteri kadar karbonhidrat tüketmediğimizde enerji ihtiyacımızı karşılayamıyoruz. Bunun sonucunda da beynimiz bize ‘tatlı’ yememizi emrediyor. Biz de ‘krizim tuttu’ diyerek tatlılara saldırmaya başlıyoruz. Oysa tatlı ihtiyacımızı önlemenin tek yolu düzenli beslenmek ve enerjiyi dengeli bir şekilde almaktan geçiyor! Beslenme ve Diyet Uzmanı İpek Cirit, şeker gibi basit karbonhidrat grubunda yer alan besinleri haftada 1, en fazla 2 kere tüketmenizi öneriyor. Çünkü tatlı yediğinizde 300 -350 gibi yüksek bir kalori alırsınız ama kan şekeriniz hızla yükselip tekrar düştüğü için yarım saat sonra tekrar acıkırsınız. Bunun aksine bol peynirli kepekli sandviç yerseniz neredeyse 3 saat boyunca tok kalabilirsiniz. Gün içinde 2 – 3 porsiyon meyve yediğinizde de tatlı krizinin önüne geçebilirsiniz. Eğer canınız tatlı çok çektiyse, baklava ve şekerpare gibi kalorisi bol tatlılar yerine, daha az kalori içeren sütlü tatlıları tercih edin.
Çeşitli beslenin!
Besinleri sadece kalori veren maddeler olarak düşünmeyin. Vücudumuzun iyi enerji harcaması, günlük işlerini yerine getirebilmesi ve aynı zamanda sağlıklı olarak hayatına devam edebilmesi için ihtiyacı olan besin öğelerini bize gıdalar verir. Tüm besin öğelerini içinde bulunduran tek bir besin olmadığı gibi aynı besin grubunda yer alan besinlerin de içeriği farklılık gösterir. Kilo vermeye de çalışsak, kilomuzu korumaya da çalışsak çeşitli beslenmeyi ihmal etmemeliyiz.
Yağları ‘yasak’ listesine almayın!
Kilo vermek uğruna yağdan vazgeçmeyin. Çünkü yağlar sindirimi en uzun süren grup oldukları için yemeklere ilave etmezseniz tokluk süreniz kısalır, siz de kendinizi yine sofra başında bulabilirsiniz. Fakat çok hareketli bir yaşantınız yoksa, et, peynir ve yoğurt tüketirken zaten vücudunuzun ihtiyacı kadar aldığınız için doymuş, yani katı yağlardan kaçının. Gün içinde yemeklere katacağınız sıvı yağ miktarı 4 – 5 tatlı kaşığını geçmemeli. Bunun için de 4 – 5 su bardağı ile yapacağınız çorbaya yarım yemek kaşığı, bir kiloluk sebze yemeğine de yarım çay bardağı, salatalara da 1 tatlı kaşığı kadar sıvı yağ eklemeniz yeterli gelecektir.
Karbonhidrattan vazgeçmeyin
Kilo vermeye karar verdiğimizde çoğumuzun yaptığı ilk şey, ‘karbonhidratlı besinleri sofradan kaldırmak oluyor. Oysa hem yeterli beslenmek hem de midemizin tok kalması için günlük enerji ihtiyacımızın yüzde 50 – 60’ını karbonhidrat kaynaklı besinlerden sağlamamız şart. Bu da günde 300 – 350 gr karbonhidrat anlamına geliyor. Diyelim ki et ve yanında da bolca salata yediniz. Karbonhidrat içeren besin tüketmezseniz vücudunuz ihtiyaç duyduğu ‘enerjiyi’ alamadığı için 1 – 1.5 saat sonra acıkmaya başlarsınız. Bunun aksine yanında karbonhidrat içeren bir besin tüketirseniz en az 2 – 2.5 saat tok kalır, bu sayede bir sonraki öğüne kadar gereksiz şeyler atıştırmazsınız. Dolayısıyla her öğünde karbonhidrat içeren besinlere mutlaka yer verin. Ancak seçiminiz kan şekerini hızla yükseltmedikleri için lif içerenlerden yana olmalı. Örneğin pilav ya da patates yerine, sindirimleri nispeten daha uzun süren, böylece kan şekerini hızla yükseltmeyen kepek ekmeğini, tam buğday makarnasını, kuru baklagilleri veya bulgur pilavını tercih etmenizde fayda var. Tabii her öğünde karbonhidrat içeren besinleri 3 – 4 yemek kaşığını geçmeyecek miktarda yemeniz gerektiğini de unutmayın!
Öğün atlamayın
Zayıflamanın öğün atlamaktan geçtiği yolundaki hatalı bilgilerle hareket etmeyin. Çünkü aç kaldığınızda vücudunuz bunu bir tehdit olarak algılıyor ve ihtiyaç duyulan enerjiyi yağ dokusundan almaya başlıyor. Fakat vücut uzun süre açlıktan sonra yağ deposundan sağlanan bu enerjiyi, öğün tüketilmesi ile beraber besinlerle gelen enerjiyi tekrar yağ dokusuna geri gönderiyor, hem de fazlasıyla. Bu da kilo verememenize, hatta kilo almanıza yol açıyor!
Dolayısıyla kahvaltıyı uyandıktan sonra en geç 1 saat içinde yapmalı ve sonraki öğünleri 2 – 4 saat sonra olacak şekilde planlamalısınız. Bunun için her gün 3’ü ana öğün olmak üzere günde en az 5 – 6 kez beslenin. İsterseniz, ara öğün sayısını 4’e bile çıkarabilirsiniz. Bu sayıyı kahvaltı saatinize göre belirleyebilirsiniz. Örneğin kahvaltınızı saat 7.00’de yapıyorsanız, ana öğünden önce mutlaka bir ara öğününüz olmalı. Ancak sofraya saat 10.00 gibi oturuyorsanız, bu durumda 2 – 3 saat sonra öğle yemeğine geçebilirsiniz.
Sofraya geç saatlerde oturmayın
Yoğun iş temposu nedeniyle bunu başarmak pek kolay olmasa da akşam yemeğini çok geç saatlere bırakmamaya çalışın. Akşam saat 19.00 gibi sofraya oturabiliyorsanız, çok şanslısınız. Ancak bu mümkün değilse ve diyelim ki saat 24.00’te yatağa gireceksiniz, hiç olmazsa yatmadan en az 4 saat önce akşam öğününü tamamlayın ki hareketsiz kaldığınız için kaloriler vücudunuzda depolanmasın. Akşam yemeğinde ağır yemekler yerine kalorisi az ve sindirimi kolay hafif yemekleri tercih edin! Eğer geç kalmışsanız, akşam yemeğini atlamayı bir çözüm olarak da görmeyin. Çünkü öğünü tamamen atlarsanız yetersiz beslenmiş olur ve vücudunuz uzun süre aç kalacağı için bazal metabolizmanızın hızının düşmesine yol açabilirsiniz.
Kızartmayın, haşlayın…
Fazla kilolarınızdan kurtulmak için besinlerinizi pişirme şekline de dikkat etmelisiniz. Kızartmaları ayda bir veya iki kez ile sınırlamalı, bunun yerine haşlama veya fırında pişirme şekillerini tercih etmelisiniz. Eğer patates kızartmasını çok veriyorsanız, baharatlandırarak fırında elma patates şeklinde hazırlayabilirsiniz.
Proteini abartmayın
Protein tüketiminde aşırıya kaçmayın. Çünkü bol protein almak aynı zamanda ‘yağlı’ beslenmek anlamına geliyor. Çok yağlı beslenmek de metabolizmanın hızlı çalışmasına engel oluyor. Bu nedenle günlük besin ihtiyacınızın sadece yüzde 18’inin proteinden oluşmasına özen gösterin. Fazla protein alımının böbrekleri yorduğunu da unutmayın.
Etiketler:
diyet,
kalori,
karbonhidrat,
Kilo Verme,
kilo vermek istiorum,
kolay kilo vermek,
nasıl kilo verilir,
protein,
Sağlık,
Zayıflama
plastik kanvas
plastik kanvas üzerine işlemeiplastik kanvas henüz büyük hobi marketlerde bulunabiliyor.ama işleme teknigi çarpı işi ve etamin işleme gibi,delikli olması büyük avantaj.
plastik kanvası pek çok modelde kullanabilirsiniz.rahat bir kullanım sağlıyor,nakış malzemesi olarak pek çok iple işlemesini yapabilirsiniz.burdaki modeller Yılbaşı için işlenmiş şeker kutuları
Etiketler:
handcraft,
handwork,
Hobi,
hobi market,
nakış,
plastik,
plastik kanvas,
plastik malzeme,
şık düğme,
yılbaşı süsleri
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)